İlahlar yolunuzu aydınlatsın.
Bu başlık altında Skyrim başta olmak üzere oynadığımız TES karakterlerinin rp lerini paylaşalım.
Başlıyorum 🙂
Benim rp me göre karakterimin amacı herkesin özgür ve birbirine saygı duyduğu huzurlu bir Tamriel'di. :iyiniyet
Markarth'ta Yeminlileri destekledi çünkü hakları elinden alınmıştı. İçsavaşta Stormcloak'ı destekledi çünkü kimse başkalarının dini inancına ve yaşamına karışmamalıydı.
Sürekli haksızlık olarak gördüğü şeyle savaştı, Alduin'i yendi.
İlk Ejderdoğan'ın köleleştirdiği insanları özgürleştirdi.
Fakat bu işin sonu gelmiyordu, ne yapsa hep bir yerden kötülük geliyordu. Karakterim yavaş yavaş depresyona girdi, yaptığı onca şeye rağmen hiç bir zaman kötülüğe engel olamıyordu. 3:)
Dark Brotherhood'u yok edebilmek için onların arasına katıldı. İnsanları sorumsuzca öldürmekten keyif almaya başladı. Bunu fark edip korktuğunda zaten DB'nin lideri olmasına az kalmıştı. Bu arada bazı insanlara yardım etmek için sağdan soldan küçük şeyler çalmaya başladı. Mesela Whiterun'daki sarhoşa içki. Neticede bu bitkin adamı hiç bi şekilde kurtaramazdı, adamın kurtarılmaya ihtiyacı yoktu. :düşün
Sonra Isran'la tanışıp vampirleri yok etmeye karar verdi. Sonunda tekrar bir amacı olmuştu. Harkon'la ilk karşılaşmasında ondan iğrendi. Vampir olmamakta kararlıydı, onların kötülüğünü yok etmeliydi.
Auriel'in Yayı'nı ararken birden beyninde şimşek çaktı. Tamriel'e huzur getirmenin tek yolu tüm aklı yok etmekti. Tüm Daedraların canı oblivionaydı. :oblivion
Tüm bu savaşları, bitmek bilmeyen yeniden başlangıçları onun çıldırmasına neden oldu ve Tamriel'in gördüğü en büyük sorunlardan biri haline getirdi. Yay'ı alıp Harkon'u öldürdüğünde zaten artık vampirdi. Bu sayede Tamriel'de hiç bir akıllı yaratığın kalmayacağından emin olacaktı. :dracula
Yay'ı güneşe doğrulttu, tek düşündüğü baştan beri sapmadığı amacıydı. Tamriel'e huzur getirmek...
Sonradan psikopatlaşan karakterler en sevdiğimden 10/10 verdim reyiz :tebrik
Yeminlileri destekler ama iç savaşta Ulfric kısmını görünce okumayı bıraktım. Böyle bir şeyin imkanı yok çünkü 2 taraf birbirine düşman. Hem imparatorluğu hem de isyancıları aynı anda desteklemek gibi saçma bir şey bu. :doh
Yeminlileri destekler ama iç savaşta Ulfric kısmını görünce okumayı bıraktım. Böyle bir şeyin imkanı yok çünkü 2 taraf birbirine düşman. Hem imparatorluğu hem de isyancıları aynı anda desteklemek gibi saçma bir şey bu. :doh
O konuda sana katılıyorum ama hikayenin geri kalan kısmı hoşuma gitti orayı görmemezlikten gel 😀
İşte naparsa yapsın sürekli bi sorun sürekli bi sorun. Sonra dragonborn neden sapıttı 🙂
Süper olmuş harbiden :tebrik
Busheen Cayaseus
Kendisi Black Marchın en yetenekli büyücüsüydü hatta o kadar yetenekliydi ki kendine rakip bulamıyordu.Bir
gün ailesi Skyrime gitti o onlardan ayrı yaşasa da onlarla birlikte gitti.Yolda imparatorluk ve bir grup Nordun
savaştığı bir alanla karşılaştılar tam o anda annesi kalbine bir ok yedi babasının ise kolu koptu Busheen tam
büyüleriyle saldıracakken kafasına vuruldu ve bayıldı.Uyandığında o Nordların Stormcloak adı verilen bir
isyancı grup olduğunu öğrendi ve o şimdi öldürülmek üzere Helgen isimli bir köye gidiyordu.Tam öleceği sırada
bir ejderha saldırısıyla kurtuldu ve o ejderhayı görünce korkudan neredeyse tüm bildiği büyüleri unuttu
(Biliyorum aptalca 😛 ).İlk ejderhasını öldürdü ve ruhunu emdi onlar ona Dragonborn olduğunu söyledi ama o
inanmadı.Ailesinin ölümü ve diğer olaylar yüzünden hayatta tek önem verdiği şey para ve güç oldu ayrıca
ejderhaları yok edeceğine yemin etti .Yoldaşı Uthgerd the unbrokeni yaptıklarını sorguladığı için düelloya
davet etti ve onu öldürdü diğer yoldaşı Lydiayı ise görevde başarısız olmasına sebep olduğu için öldürdü.
Dawnstar yakınlarında bir bandit kalesinde bir ejderhayla savaştı ejderha onu yendi ondan içi haydut dolu bir
kaleye saklanarak kurtulabildi.Bu yenilgisinden sonra depresyona girdi aynı kalenin içindeki binada haydutlara
fark ettirmeden iki gün yaşadı zar zor Akçaya vardığında arka sokaklardan birinde yere yığıldı şu anda
Bannered Marede hayatını gözden geçiriyor.
Duygulandırdın. :tebrik
Duygulandırdın. :tebrik
Ciddenmi sağol :sad
(Adını henüz vermediğim için Ejderdoğan diyelim)
Ejderdoğan'ın ailesi Cyrodiil'deki İmparatorluk baskısı yüzünden aç ve fakirdi,ve ED bu baskıya dayanamayıp,daha iyi bir hayat için kuzeye,atalarının yurduna kaçtı.Yolda gördüğü bir grupla yol alırken,o grubun isyancılar olduğunu,ve liderleri Ulfric'in de aralarında olduğunu bilmiyordu.Öldürülmek üzereyken bir Ejderha sayesinde kaçtı.Binlerce yıldır kimse ejderha görmemişti,hatta gerçek olduklarına bile inanmıyorlardı.Ardından oradan kaçarak civar köylere danıştı ve Akçay'a gitmesi söylendi.Gittikten sonra güvenirlik testi için bir kuleye gönderildi.Kuleye ejderha saldırdı ve muhafızlarla birlikte ejderhayı öldürdü.Ejderha öldüğünde içinden tuhaf bir şey ED'a geçmişti,ilk başta anlam veremese de,muhafızlar ve köylüler ona seçilmiş olanın,Ejderdoğan olduğunu söylediler ve Kırsakallara gitmesini tembih ettiler.
Aylar sonra,eğitimi bitirmek üzereyken,Seda'da usta olmuşken,artık hesaplaşma vakti gelmişti.Artık bir evi,eşi ve çocukalrı vardı,Eski yardımcısı Lydia artık hizmetçisiydi,artık savaşlara yanında kadim dostu Vorstag ile gidiyordu.Alduin'e ulaşmak için,çok büyük uğraşlar ve kayıplar vermişti,bir çok arkadaşı öldürülmüş,ihanete uğramıştı.Yalımlar sürekli hocası Paarthurnax'ı öldürmesi için baskı yapıyordu,Skyrim'de Yalımlar ayaklanıyordu ve bir iç savaş vardı.Alduin'i tamamiyle ortadan kaldırması için Sovngarde'a gitti,ve orada kadim zamanlarda Alduin'i yenen 3 kişinin de yardımını alarak Alduin'i yendi,ama bir terslik vardı.Ejderha'nın ruhunu almamıştı.Ruhu nereye gitmişti?Ölmüş müydü?Yoksa kadim zamanlardaki gibi dinlenmeye mi çekilmişti?Geleceğe mi gönderilmişti?Bütün bunların cevabını bilmiyordu,ancak Alduin'in,en azından bir süre boyunca Tamriel'i rahatsız etmeyeceğini biliyordu.
İç savaşda ise tarafsız olmaya çalışıyordu.Alduin yüzünden bir süreliğine ateşkes yapılmıştı ancak ne kadar sürecekti?.....
(Adını henüz vermediğim için Ejderdoğan diyelim)
Ejderdoğan'ın ailesi Cyrodiil'deki İmparatorluk baskısı yüzünden aç ve fakirdi,ve ED bu baskıya dayanamayıp,daha iyi bir hayat için kuzeye,atalarının yurduna kaçtı.Yolda gördüğü bir grupla yol alırken,o grubun isyancılar olduğunu,ve liderleri Ulfric'in de aralarında olduğunu bilmiyordu.Öldürülmek üzereyken bir Ejderha sayesinde kaçtı.Binlerce yıldır kimse ejderha görmemişti,hatta gerçek olduklarına bile inanmıyorlardı.Ardından oradan kaçarak civar köylere danıştı ve Akçay'a gitmesi söylendi.Gittikten sonra güvenirlik testi için bir kuleye gönderildi.Kuleye ejderha saldırdı ve muhafızlarla birlikte ejderhayı öldürdü.Ejderha öldüğünde içinden tuhaf bir şey ED'a geçmişti,ilk başta anlam veremese de,muhafızlar ve köylüler ona seçilmiş olanın,Ejderdoğan olduğunu söylediler ve Kırsakallara gitmesini tembih ettiler.
Aylar sonra,eğitimi bitirmek üzereyken,Seda'da usta olmuşken,artık hesaplaşma vakti gelmişti.Artık bir evi,eşi ve çocukalrı vardı,Eski yardımcısı Lydia artık hizmetçisiydi,artık savaşlara yanında kadim dostu Vorstag ile gidiyordu.Alduin'e ulaşmak için,çok büyük uğraşlar ve kayıplar vermişti,bir çok arkadaşı öldürülmüş,ihanete uğramıştı.Yalımlar sürekli hocası Paarthurnax'ı öldürmesi için baskı yapıyordu,Skyrim'de Yalımlar ayaklanıyordu ve bir iç savaş vardı.Alduin'i tamamiyle ortadan kaldırması için Sovngarde'a gitti,ve orada kadim zamanlarda Alduin'i yenen 3 kişinin de yardımını alarak Alduin'i yendi,ama bir terslik vardı.Ejderha'nın ruhunu almamıştı.Ruhu nereye gitmişti?Ölmüş müydü?Yoksa kadim zamanlardaki gibi dinlenmeye mi çekilmişti?Geleceğe mi gönderilmişti?Bütün bunların cevabını bilmiyordu,ancak Alduin'in,en azından bir süre boyunca Tamriel'i rahatsız etmeyeceğini biliyordu.
İç savaşda ise tarafsız olmaya çalışıyordu.Alduin yüzünden bir süreliğine ateşkes yapılmıştı ancak ne kadar sürecekti?.....
Dostum yanlış anlama fakat kendi karakterinizin RP'sini yazın demiş. Ejderdoğanın hikayesini değil.
Bir Redguard olan karakterim Hammerfell'deki olaylardan kaçmak için bir Ali'kir olarak Skyrime gelir. Bir süre paralı askerlik yaparak hayatta kalmaya çalışır. Bir dövüşünde ölme tehlikesi geçirince yanına yoldaş olarak Vorstag'ı kiralar bir süre sonra dost olan ikili bunu ortaklığa dönüştürürler ve Vorstag para almayı bırakır ganimeti bölüşeceklerdir. Zaman zaman yanlarına başkalarınıda alan ikili bu kişilerin ölümlerinden üzüntü duydukları için 2 kişi takılmaya devam ederler. Karaışık kulesinde karşılaştıkları büyücü bir kıza yardım ederler ve onu yanlarına alırlar. Skyrim turlarına devam ederken maceraları onları önce Faalskar sonra Solstheim'a götürür ve Skyrime döndükten sonra Dawnguard'a katılırlar yanlarında seranayla birlikte 4 kişilik harika bir ekip oluştururlar. En sonunda Alduin'i öldürüp Skyrimde yapacakları bir görev kalmayınca hep beraber büyük bir malikaneye taşınırlar. Karakterimiz Seranayla Vorstag ise Illya ile evlenir. evlat edindikleri çocuklarla beraber mutlu bir ömür sürmeye devam etmektedirler.
Dostum yanlış anlama fakat kendi karakterinizin RP'sini yazın demiş. Ejderdoğanın hikayesini değil.
Ben biraz geçmişini de katmışım :d
Droktar'ın hikayesi...
Droktar kuzenleri gibi (Irkdaşları) kalede yaşayan masum bir Ork idi fakat büyüdü büyüdü ve büyüdü artık
Tamriel'in en sinirli ve güçlü Orku o idi babasının tek erkek evladı olan Droktar babası ile reislik için amansız bir mücadeleye girdi babası onun sağ büyük ork dişini kırmıştı. Buna o kadar sinirlenen Droktar Irkının verdiği bir yetenek olan Vahşi Savaşçı Gücünü Kullandı babasının kafasını kopardı ve kendini tutamayarak bütün ork kalesini yerle bir etti... Artık orada bir ork bile yoktu ara sıra devler geliyordu Droktar, Tamriel'in en serti ağlıyordu.... Ve her şeyi geride bırakarak Hammerfell'e yola çıktı fakat büyük bir kavga vardı sadece yanlarından geçip gitmek isteyen Droktar başarısız oldu Hadvar isimli asker onuda isyancı sanıp
arkasından kafasına gürz ile vurdu... İdam için Helgen'e götürüldü ve bir ejderha saldırısıyla kurtuldu...
Ondan Akçay'a gitmesini isteyen ırmakkoru sakinlerini reddetti ve macerasına Skyrim'de devam etti
Akçay'a gidip bir gece handa kaldı ve ahıra gidip at arabasının sahibine Markarth'a dedi orada demircilik yapan teyzesine gidiyordu teyzesi ile çalıştı çırağını eğitmesinde yardım etti ve maceralar maceralar.....
Bir gün riften'e gitti tam kapıdan geçince atarlı bir toy ona burada ne arıyorsun her ne arıyorsan bize bulaşma dedi bizim sarhoş Droktar da bilmiyor onun Maven karafunda'nın ailesinden olduğunu kolunu koparıp koluyla döverek öldürüyor korumalar zapt ediyor anca Droktar'ı ama çok geç... hapiste geçirdiği günlerden sonra hazine avcılığı yapıyordur... Droktar artık Skyrim'i Tecrübe etmiştir Durak isimli bir ork omuzunu tutar ve derki :
Hey sen, Şafakmuhafızları adam arıyor vampir avlamak için (vesaire vesaire) bizim Droktar bir ork gördüğü için sevinir Durak isimli orka sarılır ağlar ve Durak şaşırır ve derki "Hey sulu göz, vazgeçtim sana ihtiyacımız olmayacak" der ve ikisi güler Droktar vampirler demiştin değil mi ? yol nerede der anlaşırlar......... Harkon ile tanışır Harkon'un gözünün içine bakar ve derki "hediyen kalsın..." Harkon :Canını bağışlıyorum ama seni buradan sürgün ediyorum. der (DLC'nin sonunu anlatıp bitireceğim merak etmeyin :D) Harkon'u tekrar görebilmek için o sözleri ona yutturmak için şafakmuhafızlarına katılır serana ile maceraya çıkarlar Auriel'in okunu alıp Harkon'un kapısını yararlar ve harkonu öldürürler. Kahramanımız günlüğüne bakar ve derki zamanı geldi ırmakkoruya yardım etmeliyim (devamı gelecek oynuyimda :D)
İki tane rpemden bahsediceğim biri için resim var biri için yok. 😛 Çünkü ilk söyleyeceğimi önceden yaptığım için ss almamıştım neyse.
Ryley, genç bir Wood Elf ya da İmperial'da açabilirsiniz ama Wood Elf daha iyi olur yani ben öyle tasarladım. Ryley, Cyrodiil'de bir handa halk tarafından Dostluk adı verilen bir arkadaş grubunun üyesiydi grupta lider olmamasına rağmen onun sözleri dinlenirdi. Dostluk 5 kişiden oluşuyordu. Ama bu 5 kişi içlerindeki bir hain yüzünden dağıldı. Hain bir Nord olan Vulgram tarafından gizlice planlandı. Dostluk dağılmadan önce halkın işlerini yapardı. Kervanları korumaları istenirse korurlardı, hırsızlık yapmalarını isterlerse yaparlardı, suikast yapmalarını isterlerse yaparlardı, mal taşımalarını isteseler yaparlardı. Ama bu Vulgram Dostluk'a sonradan katılan ve grubu 5 kişiden 6'ya çıkaran yeni bir genç üyeyi öldürdü. Sebebi ise Falmer'ların Skyrim'da bir dağın içinde buldukları ve üzerinde çalışarak geliştirdikleri çok güçlü bir mücevher olan Parlak Taş adlı bir nesneyi kullanıp kendini yenilmez yapmak istiyordu o genç bunu engellemek isteyince onu öldürdü ve bunu gören Ryley hemen olay yerine gelip Vulgram ile bir çatışmaya girdi malesef bu çatışmayı kaybeden Ryley ağır yaralandı ve o yeni genç olan Erewyn'in katili Ryley ilan edildi ve suç ona kaldı. Gruba olayı izah etmeye çalışırken Vulgram tarafından yalancı kılıfına sokuldu ve Vulgram ''Olay yerinde o vardı yaralıydı da demek ki aralarında bir şey geçmiş !'' diyerek suçladı Ryley'e söz kelimesi kalmadan Dostluk Ryley'e saldırdı Ryley kaçarak kurtuldu ama dışarıda köyüler bekliyip Ryley'i güzelce dövdüler Dostluk'un üyeleri gelip Ryley hakkında tartışırken. Ryley'in hem Dostluk üyesi hem de aşık olduğu kız. ''Öldürmek onun için kurtuluş olur !'' ''Onu Cyrodiil'den sürelim diye fikir attı ortaya.'' Ryley hemen ayağa kalkıp Vulgram'ı düelloya davet etti. İkinci kez yenilgiye uğrayan Ryley haksız bulundu ve onlar daha kararı vermeden. Cyrodiil'den ayrılmak için hazırlanmaya başladı. İlk başta planı ana vatanı Valenwood'a dönmekti ama eşyalarını odasında toplarken yerde bir not gördü ve notu alıp okudu. ''Eğer bunu okuyorsan Ryley, Vulgram kötü bir şeyler planlıyor iki ay sonra Skyrim'a gidecek. Tam bilmesemde Parlak Taş'la ilgili bir şey onu durdurmalısın.'' Diye okuduğu nottan sonra. Fikrini değiştirip yakında bir mağarada saklandı ve Vulgram'ın yola çıkıp Skyrim'a gitmesini bekledi. Ve Skyrim'a kadar onu takip etti Skyrim sınırında Vulgram bir mabette ayin yapmaya başladı ve Parlak Taş parlayıp sönmeye başladığında Ryley korkup Vulgram'a doğru bir ok attı. Vulgram neye uğradığını şaşırınca devasa kılıcını çekti kılıç çift elli bir kılıçtı ama Vulgram o kadar güçlüydü ki onu tek eliyle tutuyordu diğer elinde ise kalkanını tutuyordu. Ryley'i ağır yaralasada bu sefer Vulgram kaybetti ve Ryley onu oracıkta öldürdü. Ondan sonra Parlak Taş'ı alıp kırdı. Sonra Skyrim'da bulunduğu bölgede bir pusuya düştü ve onu Skyrim'da ki iç savaşta Ulfric için çalışan bir Stroamcloak sanıp Helgen'e götürdüler. (Kalan hikaye de devamı işte.) Ve Dostluk Cyrodiil'de bir daha duyulmadı, gören olmadı.
Sıradaki hikaye için Alternatif Başlangıç modu olsa iyi olur. 😀
Aurora çocukken ailesi çiftçilik yapardı. Skyrim'da şehirlerden uzak bir çiftlikte yaşarlardı. Aurora'nın babası düğün hediyelerini, bilezikleri falan satarak iki tane asker satın aldı çiftliği koruması için. Böyle hayatlarını geçirirken bir geçe üç tane aç ve kana susamış vampirin saldırısına uğradılar. Saldırıda vampirlerden biri öldü ama Aurora'nın ailesi ve bir paralı asker öldü. Diğer paralı asker ise kaçtı. Bu paralı askerin adı Hajvarr sonradan Ak Nehir Mağarası'ndaki Haydutların Lideri olacak ve Hajvarr Gümüş El olarak anılacak. Bu kalan iki vampir 4 yaşında ki hiç bir şeyi anlamayan Aurora'yı kaçırdılar ve yıllarca hem beslendiler hem beslediler ve büyüttüler. Kızı yaşı geldiğinde vampire dönüştürdüler ve bir süre böyle yaşadılar Mara'nın Gözü Gölü'ndeki sığınaklarında. Haritada şurdadır:
dediğim gibi bir süre böyle yaşadılar ve artık Aurora'nın dışarı çıkıp tek başına avlanma zamanı gelmişti. Dışarı çıkınca Göle yakın olan Gümüş El'lerin sığınağı olan (Companions görevlerinde gidiyoruz bu kaleye) kaleye girip oradakileri öldürmüştür. Ve Mara'nın Gözü Gölü'ndeki sığınaklarına geri dönüp hazinelerini kendilerini büyüten vampirlere göstermiş neler yaptığını anlatmıştır. O iki vampir bundan bayağı etkilenmişlerdi ki eskiden 5 kişiyken bile o kaleye saldırmaya cesaret edememişlerdir sonra ikisi Gümüş El'ler tarafından öldürülmüştür. Birinin de nerede öldüğünü anlatmıştım. Aurora böyle geceleri dışarı çıkıp avlandıktan sonra tabi Aurora ateşli bir kızdır ve geceleri kurbanları erkekleri etkileyip ilişkiye girme şeklinde kandırır sonra onlardan beslenip onları öldürür ve hayatının bir süresini böyle geçirdikten sonra (Helgen Reborn modu gerekir) Kendisini arayan bir ulağın olduğunu öğrenip o ulağı bulmuştur ve ulağı gönderen adamın yanına gidip Helgen'i tekrardan yapmışlardır. Ondan sonra uzun süre Mara'nın Gözü Gölü'ne dönmeyen Aurora göle tekrar dönünce vampirler bayağı sevinir ve ailesinin ölümünü araştırmamaları için onu sahte bir bilgiye yöneltir. ''Yıllar önce Aile'ni koruyorduk çünkü ne kadar vampir olsakta baban kuzenimizdi (babalarının kuzenleri olma olayı doğru ama kalanı yalan) ve onların çiftliği koruması için tuttuğu paralı askerlerden biri meğer haydutmuş ve aileni öldürüp o diğer askeri öldürüp Çiftliği yağmaladı. Çiftlik sonradan başka bir aile tarafından onarılıp tekrar yaşanılabilir hale getirildi ve tabi orada yaşamaya devam ettiler. Aurora araştırıp soruşturup Hajvarr'ın yerini öğrenir Ak Nehir Mağrası'ndaki Haydut'ların lideri olmuş meğersem. Haritada ki yeri. 
Gidip oradaki girişte bir iki haydut öldürür sonra mağaraya girince kör bir adam görür ve o kör adamın yeğenini öldürdüğünü öğrenir. Kör adama haydutlardan biriymiş gibi yalan söyler ve içeri girer. Sonra oradakileri öldürüp Hajvarr'ın yanına gelir Hajvarr'ı yaraladıktan sorna Hajvarr ''Neden ? Biz size ne yaptık ? Girişte ki Körün ne suçu var bizsiz nasıl yaşayacak ?'' Diye sorar ve Aurora onun ailesini öldürdüğünü falan anlatır. Hajvarr şaşırır demek o vampirler seni esir aldı ? Ve gerçek hikayeyi anlatır. Aurora çok büyük bir çöküntüye uğrar Hajvarr'ı kurtarmaya çalışır ama Hajvarr yaralarından ölür. Aurora üzüntüyle mağaradan çıkmaya gider ve herşeyden habersiz yaşlı kör adamı görür. (burada iki seçeneğiniz var ya öldürüp acılarına son verirsiniz, ya da yardımcısını yanında bırakıp sonradan kör adamla birlikte yaşarsınız.) Aurora Mara'nın Gözü Gölü'ne gidip üzüntüyle ailesinin katillerini öldürür. Sonra bir handa otururken ve üzüntüyle içip içip dururken hancının bir adamdan bahsettiğini duyar hancının söylediğine göre bu adam vampirler ile ilgili araştırmalar yapıyormuş vampirlikten kurtulmanın çaresi belki ondadır umuduyla Aurora adamın yanına gider ve bir takım olaylardan sonra vampirlik lanetinden kurtulur. Ondan sonra burada iki seçenek var (Hearthfire dlcsi varsa sanırım Seheryıldızı mevkibeyinden aldığımız topraktı ailesinin çiftliğinin yanına bir ev kurup orada yaşar) eğer yoksa ailesinin çiftliğindekileri öldürüp orada yaşamaya başlar. 
(Loreius çiftliği Loreius Aurora'nın soy adı karakteri yaratırken soyadı girmenize gerek yok hala Loreius çiftliği olarak kalmasının sebebi o yeni yerleşen ailenin aslında çiftliğin başka bir ailenin olduğunu hatırlamaları için ismini değiştirmemişlerdir) O kör adamla yaşamak için yapmanız gereken şu konsolu açıp o kör adama tıklayacaksınız ve kodunu öğreneceksiniz bir yere not alırsınız sonra yaşayacağınız çiftliğin içine girip konsolu açın ve ''prid [buraya o kör adamın kodunu yazın]'' tabi köşeli ayraçlar ve tırnak işareti olmadan sonraysa konsola
''moveto player'' yazın yanınıza ışınlanır ha bu arada yardımcınızı mağarada adamla bırakmıştınız burada bekle seçeneğiyle gidip yardımcınızı almayı unutmayın. 😀 [oynanışta olmayacak ama Aurora'nın ölümü şöyle 8 yıl kör yaşlı adamla yaşadıktan sonra adam hastalanıp ölür. Aurora da çiftçilik yapar ve evlenir çocukları olur ama bir gece Ryley adında biri (Ejderdoğan vardı ya önceki anlattığım rpde) gelir ve geçmişte vampirken öldürdüğü insanları ve yaptıkları diğer şeyler için onu cezalandırır Aurora'nın yardımcısı Ryley'in üzerine atlar ama Ryley onu öldürür ve Aurora ne kadar pişman olsada ve Ryley onun ne kadar pişman olduğunu bilsede onu öldürür. ama ailesinin yaşamasına izin verir.] Yani böyle biraz uğraştırıcı ama eğlenceli bir rp 😀
Ne kadar hikayelerini yazmayı beceremesemde eğlenceli rpler benim için. 😀
